Attract (Dikkat çek) – Brand (Marka bilinci oluştur) – Connect (Bağlantı kur) – Direct (Yönlendir) Z kuşağının doğal bir alışkanlığı olan online alışveriş, pandemi nedeniyle evlerimize kapandığımız dönemde daha eski kuşaklar için önce zorunlu, sonra kullanışlı, zamanla keyifli bir alışveriş seçeneğine dönüştü.
Küresel ölçekte e-ticaret hacmi giderek büyürken, ölçümler satışların %30 arttığını gösteriyor. Dijital içeriklerin alışverişi mümkün kılacak şekilde gelişmesinin de bunda etkisi büyük; artık kullanıcılar doğrudan sosyal medya yayınlarından alışveriş yapabiliyorlar.
Dijital reklamcılıkta hikâyenin gücünden ve etkisinden önceki yazılarımızda da söz etmiştik. Edebi metinlerdeki serim, düğüm, çözüm kurgusu gibi markaların kendilerini tanıtmak ya da ürün satmak için kurguladıkları hikâyelerde de etkili olan bir kurgu söz konusu. İngilizce baş harfleriyle A, B, C, D diye kodlanabilen bir kurgu bu:
Attract (Dikkat çekme)
Brand (Marka bilinci oluşturma)
Connect (Bağlantı kurma)
Direct (Yönlendirme)
Öncelikle hikâye hedef kitlenin dikkatini çekmeli ve ilgisini canlı tutabilmeli (attraction). Elbetteki marka hikâyenin arkasında kalmamalı ya da içinde kaybolmamalı, aksine reklamın ilk saniyesinden itibaren, logo, renk, slogan gibi unsurlarla varlığını ortaya koymalı (branding). Hikâyenin sonunda hedef kitleniz marka ile bütünleştirebileceği bir düşünce ya da duygu geliştirebilmeli (connection). Ve nihayetinde satın alma kararı verecek noktaya gelmeli (direction).
Bir araştırmaya göre, ABCD çerçevesine uygun şekilde hazırlanan reklamların kısa vadeli satışlarda %30 artış sağlama olasılığı daha yüksek.
İronik bir şekilde dijital çağda markalar, tıpkı çok eski zamanlardaki gezgin satıcılar gibi ürünlerini etkileyici hikâyelerle besledikleri sürece iyi satış yapma şansına sahip. (Kaynak: Think with Google)
Dijital reklamlarınızı daha etkili kılacak hikâyeler yaratmak; hedef kitlenize en doğru yerde, zamanda ve şekilde ulaşmak üzere bilgi, deneyim ve yaratıcılığımızı sizinle paylaşmaya hazırız.